Son zamanlarda Samsun'un en BÜYÜK kurumlarından birinde yaşananlar gözünüzden kaçmıyordur sanıyorum..
Kurum yatırımlarından daha çok 'farklı gelişmelerle' gündemde..
Çalışmalarıyla ilgili yapılan açıklamalar 'sudan işler, bildik gelişmeler'..
Yani rutinin dışında bir şey yok..
Milyonluk bir kent olan Samsun'da yatacak değiller ya elbette bir şeyler yapılacak.. Onca para neden geliyor..
Yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatıyorlar.. Hem de aynı şeyi defalarca..
Önce kahvaltısı, sonra tanıtımı, sonra farklı farklı guruplara tanıtımı derken, 'Cennet hikayeleriyle' cambaza bak gösterileri sunuluyor..
Oysa kurumun içi yangın yerine dönmüş durumda..
Devam eden soruşturmalar, incelemeler, bekleyen soruşturmalar, bozulup tekrar görülmesi gereken davalar derken, 'herkes diken üzerinde'..
İhale işleri, rantsal ilişkiler ayyuka çıkmış, sıkıntısı sadece 'imtiyaz gösterenlere değil, kararlarda imza atan herkese bulaşmış durumda..
Herkes sıkıntılı, bize de sıçrar mı korkusu sarmış 'Emret kralım' diyenleri..
Bu konuda ne demek istediğimi olayın muhatapları çok iyi anlamışlardır elbette..
Neden ve nelerden bahsettiğimi en iyi de onlar anlarlar..
Şimdilerde ne olacak korkusu 'paçaları sarmış durumda'..
Hangisini düzeltebilecekler ki..
İmtiyazlı ihaleleri mi, rantsal ilişkilerin yükselen 'devasa görüntüsünün' çuvala sığmayan soruşturma iddialarını mı?..
Altına imza koyanların 'atmaz olaydım' dediği, imtiyaz sağlayanların '15 Temmuz darbe girişimi yaşanınca vermez olaydım' dediği bir süreçteyiz..
Hatta bırakın imzayı vermeyi, "Almaz olaydım' diyenlerin de sesini duyar gibiyim..
Çok yazdım çok söyledim..
Tanka, kafa attığımızı hissettiğim çok zamanlar oldu..
Yaşanan yolsuzlukları dile getirdikçe, 'ortaya koyulan korumalı, kollamalı büyük fotoğraflarla' o zırhı delemezsiniz denildiği mesajını da çok gördük..
Ama daha önce de dediğim gibi, "Vatanını, vatandaşının hakkını koruyan kollayan'' görevlilerin de bu kentte olduğuna inancımı hiç yitirmedim..
Ve gördüm ki, o tank çok sağlam görüntü ortaya koysa da;
Birlikte 'koruma kalkanı oluşturup', bize bir şey olmaz görüntüsü verse de..
Yaptığı yanlış, yaptıkları haksızlık, hukuksuzluk er geç karşılarına 'çıkacaktır'.. Birileri çıkıp hesap soracaktır.. Soruluyor da..
Çünkü kralların 'tahtının sağlam olduğu zamanlarda', herkes 'yaşasın kral der ama, o taht bir sallanmaya görsün..
Yangın yerine döner ortalık bir anda..
Bizi de yakacaklar sözü şu son zamanlarda en çok kullanılan sözler arasında..
Ben yandım, onlar da yansın sözü ise 'duvarların arkasından' çokça geliyor..
Süreç işliyor.. Mızrak çuvala sığmaz duruma geldi bile..
Önümüzdeki günler çok şeye gebe..
Halen 'imtiyazlılardan gibi görülenler aldatmasın kimseyi'..
Tıpış tıpış, gidecekler, hesaplarını verecekler...
Ne zaman mı?...
Zil çoktan çaldı da, 'Duymadım, görmedim, bilmiyorum' sürecindeyiz şimdilik..
Sabahın 'seheri yakın' ama..
Şimdilik bu kadar..